Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | olumlu bir şekilde | positively adv. |
General | olumlu bir şekilde | assertively adv. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | beklenmedik bir şekilde gerçekleşen olumlu olay | caduac [scottish] n. |
General | olumlu bir şekilde etkilemek | prepossess v. |
General | patlamak (olumlu bir şekilde) | boom v. |
General | -den olumlu bir şekilde etkilenmek | be prepossessed by v. |
General | olumlu bir şekilde etkilemek | affect positively v. |
General | olumlu bir şekilde ve inanarak ifade etmek | hold v. |
General | (bir şeyi) olumlu şekilde anlatmak | plump v. |
General | çok olumlu bir şekilde | highly adv. |
Phrasals | ||
Phrasals | (bir şey hakkında) olumlu bir şekilde yazmak | write up v. |
Law | ||
Law | bir yeni ürün çeşidinin piyasada olumlu ve uygun şekilde karşılanması | acceptance n. |
Advertising | ||
Advertising | (ürünün) olumlu özelliklerini güçlü bir şekilde tanıtmak | build v. |